5 Aralık 2007 Çarşamba

SEYAHAT ve TATİLDE ASTIM


SEYAHAT ARACI
Otomobil ile uzun bir yolculuğa çıkmadan önce, aracınızın pencelerini açın ve klimayı en az 10 dakika süreyle çalıştırın. Böylelikle havalandırma sistemi içinde birikmiş allerjenleri uzaklaştırmış ve ilk anda yoğun allerjene maruz kalmamış olursunuz. İdeal olanı aracınızın polen filtresini yolculuk öncesinde değiştirmektir.Polen allerjiniz varsa, seyahat esnasında aracınızın camlarını kapalı tutun ve havalandırmayı klima ile sağlayın.Hava kirliliğinden (egzos gazları) etkilenmemek için trafiğin daha az yoğun olduğu saatlerde seyahat etmeye çalışın.Tren, otobüs ya da uçak gibi toplu taşıma araçlarında seyahat ediyorsanız yukarıda sayılan önlemleri alabilmeniz mümkün değildir. Ayrıca birçok insanın kullandığı bu tür araçlarda allerjenlere daha yoğun olarak maruz kalabilirsiniz (özellikle kedi allerjenleri). Bu tür araçlarla seyahatlerde etkisi kısa sürede başlayan bronş genişletici ilaçlar (bronko dilatörler: salbutamol, terbutalin) mutlaka el altında bulundurulmalıdır.Havayolları şirketleri uçaklarda sigara içilmesine izin vermemektedir. Astım hastası için bu önemli bir avantajdır. Oksijen kullanma ihtiyacı olan ağır astımlı bir hasta iseniz, normal uçuş irtifasında (genellikle 35.000 feet = 10.668 metre) oksijen ihtiyacınız olabilir. Bu durumu uçuş öncesinde görevli personeline ve havayolu şirketine beyan etmeniz gerekir.

KONAKLAMA YERİ
Tatillerde konaklama yerleri genellikle otellerdir. Otel odaları da genellikle halı ile kaplıdır. Dolayısıyla kalacağınız odada akar allerjenleri yoğun olacaktır. Birçok büyük otelde “allerjden arındırılmış” katlar ve odalar mevcuttur. (Maddi durum elverdiği ölçüde) bu tür odaları kiralamak gerekir. Allerji hastaları için hazırlanmış odalarda anti-allerjik yatak takımları, irritan (tahriş edici) kokusu olmayan temizlik malzemeleri, toz tutmayan yer döşemeleri vs. kullanılmaktadır. Ayrıca bu tür katlarda kedi ya da köpeği olan müşterilere oda tahsis edilmediğinden, hayvan allerjenleri de bulunmayacaktır.Böyle imkanları otel size sağlamıyor ya da siz kendinize sağlayamıyorsanız, bir diğer çözüm kendi yatak takımlarınızı yanınızda götürmenizdir (allerjen geçirmeyen kumaştan yapılmış yastık kılıfı, nevresim vs gibi. Ayrıca, kalacağınız odanın, siz yerleşmeden önce havalandırılmasını istemek en doğal hakkınızdır.


TATİL AKTİVİTELERİ
Polen allerjisi olan tüm hastalar, polen mevsiminde açık havada yapılan aktivitelerden (piknik, mangal partisi, vs) olumsuz etkileneceklerini çok iyi bilirler. Dolayısıyla bu tür aktivitelerden genellikle kaçınırlar. Ama daha önce tecrübe etmediğiniz türde bir aktiviteye katılmayı planlıyorsanız, öncesinde solunum fonksiyonlarınızı kontrol etmelisiniz (PEFmetre ile)Mesela bir dağ yürüyüşü; 1500 metrenin üzerindeki irtifalarda, havadaki oksijen konsantrasyonunun giderek azalacağını unutmamalısınız. Diğer bir örnek; kayak gibi kış sporlarının, soğuk hava etkisiyle astım atağının başlayabileceği unutulmamalıdır.


ÇOK ÖNEMLİ AYRINTILAR...
Seyahat öncesinde mutlaka kontrol muayenesi olunuz. Astım ilaçlarınızı yanınıza almayı unutmayınız. Her türlü ihtimali göz önünde bulundurarak, ihtiyaç duyabileceğinizden daha fazla ilacı yanınıza alınız. Seyahatlerde her zaman başınıza gelebilecek kötü sürprizlerinden birisi de bagajlarınızın kaybolması ya da gecikmesidir. Bu nedenle ilaçlarınızı her zaman yanınızda bulunduracağınız el çantanızda taşıyınız. PEFmetrenizi (tepe akım hızı ölçer) mutlaka yanınıza alınız. PEF değerleri astımınızı takip etmede (ve gerektiğinde telefonla doktorunuzdan yardım almada) en objektif değerleri yansıtacaktır. Her zaman doktorunuza telefonla danışma ihtiyacınız olabilir. Bu nedenle doktorunuzun telefon numarasını bir yere kaydetmeyi unutmayın İlaçlarınızı nebülizatör ile kullanıyorsanız,cihazınızın gideceğiniz ülkenin şartlarında çalışmasını sağlayacak önlemleri (elektrik prizlerinin yapısı ya da volt değerlerinin uygunluğu gibi) almayı unutmayın. Uzak yolculuklarda zaman dilimleri değişecektir, ama ilaçlarınızı kullanma zamanlarınız değişmeyecektir. İlaç kullanma aralıklarını gittiğiniz ülkenin saatine göre değil, kullanmanız gereken saatlere göre ayarlayınız. Allerji aşılarınızı yanınıza almak zorundaysanız, gittiğiniz yerdeki doktorun bilgilendirilmesi amacıyla, aşıların içeriği, uygulanacak dozlar ve uygulama şeklini belirten yazılı bir belgeyi doktorunuzdan isteyiniz.

BAHAR ve ASTIM


Polenler
Bazen, çiçeklere dokunduğumuzda savrulan renkli bir toz bulutu gibi gördüğümüz...Bazen, gökyüzünde pamuklar gibi uçuşurken seyrettiğimiz...Bazen, bir yağmurdan sonra bir kenarda toplaşan sarı bir toz kümesi olarak gözümüze çarpan...Polenler, yani çiçek tozları...Burnumuz aktığında... hapşırdığımızda...Gözlerimiz sulandığında... kızardığında....Derimiz kabardığında, kaşındığında...Öksürdüğümüzde...nefesimiz tıkandığında...göğsümüz hırıldadığında... suçladığımız... şu çiçek tozları...

Polen Nedir?
Polen ya da halk arasındaki ismiyle çiçek tozları, tohumlu bitkilerde erkek organların başçık kısımlarında bulunan erkek döl hücreleridir. Bitkinin genetik bilgisini içeren polenler, yuvarlak veya elips şeklindedirler.Bitkilerin üremeleri için polenlerin aynı türden diğer bitkilere taşınmaları gerekir. Bu taşınma böceklerle veya rüzgarla olur. Bazı bitkilerin kokulu, parlak ve nektarlı polenleri vardır. Arılar ve böcekler tarafından taşınan çapları ortalama olarak 100 mikron olan polenler alerji bakımından o kadar önemli değildir. Bunların hem sayıları azdır, hem de solunum yollarına giremeyecek kadar büyüktürler. Ayrıca bu polenlerin yapıları balmumu gibi olduğundan, bir böceğin ayağına veya bir bitkinin yüzeyine kolayca yapışırlar ve atmosfer havasına karışmazlar. Alerjik hastalıklar bakımından asıl önemli olanlar, 20-60 mikron büyüklüğünde ve rüzgarın etkisiyle çok uzak mesafelere taşınabilen polenlerdir. Bu boyutlardaki polenler rüzgar, yağmur, kuruluk, nem, vb. meteorolojik faktörlerin etkisiyle birkaç mikronluk çok daha küçük taneciklere parçalanırlar. Akçaağaç, dişbudak, ıhlamur gibi ağaçların hem böceklerle taşınan büyük polenleri, hem de rüzgarla taşınan küçük polenleri vardır.Polenler kapı ve pencerelerden, hatta pencerelerdeki tellerden geçerek evlerimizin içine kadar girebilirler, fakat oda içinde hiçbir zaman dış atmosfer havasındaki kadar çok miktarlarda bulunmazlar.

Her Bitkinin Kendine Özgü Polen Zamanı Vardır!Bitkilerin türlerine göre polen zamanları farklıdır. Örneğin; iğne yapraklı ve yaprak döken ağaçlar ilkbaharda, otların ve çiçeklerin çoğu Haziran ve Temmuz aylarında polen yayarlar. Geç açan ağaçlar ve yabani otlar ise yaz sonunda polen verirler.

Her Polen Alerji Yaratmaz!Polenlerin alerjik hastalıklara neden olma potansiyelleri farklıdır. Bunu belirleyen dört önemli faktör vardır: Alerjenite Polenin boyutları Solunan havadaki polen miktarı Polenlerin havada kalma süreleriAlerjenite, bir antijenin duyarlı kişilerde antikor yapımını uyarabilme özelliğidir. Bir polen ne kadar çok IgE yapımına yol açıyorsa, alerjenitesi o kadar fazla demektir. Bir maddenin alerjenitesi, kimyasal yapısına bağlıdır. Polenlerin hastalık yapma potansiyelleri boyutları ile de yakından ilgilidir. Polenler astıma değil, daha çok alerjik nezleye neden olurlar çünkü bunların çapı 20-60 mikron arasındadır. Bu boyuttaki polenlerin küçük hava yollarına kadar ulaşabilmeleri mümkün değildir. Alerjik hastalıklara yol açmada solunan havadaki polen miktarı ve bunların havada kalma süreleri de çok önemlidir. Araştırmalara göre, bir polenin alerjiye neden olabilmesi için bir metreküp havada ortalama 25-50 polen bulunması gerekmektedir. Bir çavdar başağının 4 milyon, orta boy fındık ağacının 600 milyon ve bir çam kozalağının yılda 5 milyondan fazla, tek bir ağacın ise 10 milyardan fazla polen üretebildiğini göz önüne alırsak, soluduğumuz havada ne kadar çok çam poleni bulunabileceği daha iyi anlaşılır. Ancak, çam polenlerinin alerjeniteleri fazla olmadığı için bunlara bağlı alerjik hastalıklar oldukça seyrektir. Gösterişli ve renkli bitkilerin daha çok alerjiye neden oldukları sanılır. Örneğin, gül nezlesi diye bilinen hastalığa gül polenleri değil, aynı mevsimde atmosfere salınan ağaç ve çayır polenleri yol açar.Kavak, huş ağacı, kızıl meşe, kızılağaç, fındık, selvi, kayın, söğüt, ıhlamur, zeytin, karaağaç, çınar gibi ağaç polenleri ile çayır salkım otu, tatlı ilkbahar otu gibi çayır polenleri; yapışkan otu, akkazayağı ve kuzu kulağı gibi yabani ot polenleri ve arpa, buğday, yulaf, çavdar ve mısır gibi tahıl polenlerinin alerji yaratma potansiyelleri yüksektir.Bazı polenler o kadar büyüktürler ki, havada çok kısa süre kalabilirler ve salındıktan hemen sonra toprağa düşerler. Bu yüzden de hastalık yapma özellikleri hiç yoktur.


Hava Koşulları ve Polenler
Ülkemizde, bölgelere göre farklılıklar olmakla beraber polenlerin atmosferde en çok bulunduğu dönem nisan-haziran aylarıdır. Sıcak iklimlerde, polen mevsimi 8-9 ay sürer.Atmosferdeki polen miktarları hava koşullarına bağlı olarak değişir. Sıcak, kuru, rüzgarlı ve fırtınalı günlerde atmosferdeki polen sayısı çok fazladır. Rutubetli ve yağmurlu günlerde ise polenler su ile yere indikleri için havadaki miktarları çok azalır. Birçok hasta, yağmur yağdıktan sonra şikâyetlerinin bıçak gibi kesildiğini çok iyi bilir ve çok rahatsız oldukları zaman yağmur yağmasını arzu ederler.Bitkilerin çoğu polenlerini gün doğumu ile sabah saat 8 arasında, bir kısmı öğle saatlerinde, bir kısmı ise öğleden sonra salarlar.Polenler rüzgarın etkisiyle kilometrelerce uzaklara taşınabilirler. Ağaç polenlerine göre, çayır ve çimen polenleri çok daha uzak mesafelere yayılabilirler.Yüksek binalarla çevrili sokaklarda, binaların yüzeyi statik elektrik nedeniyle polenleri çekerler. Buna karşılık, deniz kenarlarında çok az polen bulunur.Birçok araştırma hava kirliliğinin polenlere karşı duyarlılığı artırdığını göstermiştir. Özellikle de yoğun trafik olan bölgelerde yaşayan ve dizel partikülleri ile poliaromatik hidrokarbonlara maruz kalan kişilerde polen duyarlılığı daha kolay oluşmaktadır.


Polenlerden Korunmanın Yolları
Soluduğumuz havada bulunan polenleri kontrol etmek elimizde olmadığı için, polenlerden korunmak ev akarlarından korunmak kadar kolay değildir. Her şeyden önce, hangi polenlere alerjik olunduğu bilinmelidir. Polenlerine alerjik olunan bitkilerden uzak durulmalıdır. Radyo, televizyon, gazete gibi yayın organlarında, günlük hava durumu raporlarında o günkü polen durumu hakkında bilgi verilerek alerjisi olanlar uyarılmalıdır. Evlerin kapı ve pencereleri sıkıca kapatılmalıdır. Evlerde ve arabalarda polen filtreli klimalar kullanılmalıdır. Evdeki polen miktarı çok fazla ise hava temizleyicilerden yararlanılmalıdır. Polenlerin atmosferde yoğun olarak bulundukları zamanlarda (sabahın erken saatleri, sıcak, kuru ve fırtınalı havalar) mümkünse dışarıya çıkılmamalıdır. Polenlerin çok yoğun olduğu dönemlerde mutlaka dışarı çıkmak gerekiyorsa, ağzı ve burnu kapatan maskelerden yararlanılmalıdır. Polen mevsiminde, açık havada spor ve egzersizden kaçınılmalıdır. Polen zamanı ağaçlık ve çimenlik yerlere seyahat edilmemeli, deniz kenarları tercih edilmelidir. Dışarıda mutlaka güneş gözlüğü kullanılmalı ve eve gelince gözlük bol su ile yıkanmalıdır. Şapka mutlaka kullanılmalıdır. Eğer şapka takılmıyorsa saçlar yatmadan önce mutlaka yıkanmalıdır, çünkü saçlara çok miktarda polen yapışmış olabilir. Günlük kıyafetler eve gelir gelmez, yatak odası dışında bir yerde hemen değiştirilmelidir.

ASTIM
Astım, akciğerlerimiz içindeki hava yollarının, yani bronşlarımızın çeşitli uyaranların etkisiyle yaygın olarak daralması ile ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Astımın ortaya çıkmasında hem kalıtsal hem de çevresel faktörlerin rolü vardır.Astımın pek çok türü olmasına karşın, temel olarak iki önemli çeşidi vardır: Alerjik astım Alerjik olmayan astım

Alerjik Astım
Alerjik astımın temel özelliği, hastanın duyarlı olduğu bir ya da daha fazla alerjenin (ev akarları, evcil hayvanlar, polenler, küfler, vb.) olmasıdır. Bu duyarlılık, alerjik deri testleri ya da kanda IgE ölçümü ile gösterilebilir.Alerjik astım, genellikle ilk belirtilerini çocukluk döneminde verir. Hastada veya ailesinde alerjik nezle, egzema, ilaç alerjisi, besin alerjisi, vb. diğer alerjik hastalıklara çok sık rastlanır.Alerjik astım, ilaç ve aşı tedavisine çok iyi cevap verir.

Alerjik Olmayan Astım
Alerjik olmayan astımda hastanın duyarlı olduğu belirli bir alerjen yoktur; deri testleri negatiftir ve kandaki IgE düzeyleri normal sınırlar içindedir. Bu hastalarda astım krizlerinin nedenleri, viral infeksiyonlar (nezle, grip, farenjit, vb.), soğuk hava, kirli hava, sigara dumanı, ilaçlar (aspirin, ağrı kesici ve romatizma ilaçları, vb.), gıda katkı maddeleri, boya, cila, vernik, parfüm kokuları, stres, vb. faktörlerdir.Hastalık belirtileri çoğu hastada 30 yaşından sonra ortaya çıkar. Bu hastaların ailelerinde astım ve diğer alerjik hastalıkların görülme sıklığı normal insanlardaki kadardır.Alerjik olmayan astımın seyri daha uzun sürelidir, krizler daha ağır ve tedaviye dirençlidir. Bu hastalarda aşı tedavisinin yeri yoktur.


Astımın Belirtileri
Astımın temel belirtileri şunlardır: Öksürük Balgam Hırıltılı solunum Nefes darlığı
Astım krizlerle ortaya çıkan bir hastalıktır. Hasta, bu kriz dönemleri dışında tamamen normaldir. Astımlılardaki bu iyilik dönemlerinin süresi hastadan hastaya farklılık gösterir. Astım krizleri çok ani olarak başlayabileceği gibi, birkaç gün içinde yavaş yavaş da gelişebilir.

Astım krizlerinin üç temel özelliği vardır:
Havaların değişken olduğu dönemlerde daha sık görülür.
Belirtiler gece sabaha karşı şiddetlenir.
Krizleri doğuran çeşitli faktörler vardır: Alerjenler, sigara dumanı, viral infeksiyonlar, keskin kokular, vb.

Astımın Derecelendirilmesi
Astımın belirtilerinin ağırlığı ve görülme sıklığına göre üç derecesi vardır.
Hafif astım: Hastalar günlük olağan etkinliklerini rahatlıkla yapabilirler, ancak ağır eforlarda zorlanma olabilir. Haftanın 1-2 günü ilaç tedavisi ile düzelen belirtiler vardır. Geceleri gelen astım krizleri ayda 1 veya 2’den fazla değildir.
Orta derecede astım: Öksürük ve hırıltılı solunum her gün olmasa bile uzun süreli olarak hep vardır. Haftada en az 1-2 kere yoğun ilaç tedavisini, yılda 2 kez de hastanede tedaviyi gerektirecek kadar ağırlıkta krizler olur. Bu hastalarda, haftanın birçok gününde gece uykudan uyandıran nöbetler de vardır.
Ağır astım: Öksürük ve hırıltılı solunum bazen şiddetli olmakla birlikte her gün vardır. Bu hastaların her 3-4 ayda bir hastaneye yatırılarak ve bazen de yapay solunum uygulanarak tedavileri gerekir. Hemen her gece uykudan uyandıran astım krizleri görülür, hatta çoğu günler uyumak hiç mümkün değildir. Günlük hareketler de ileri derecede kısıtlanmıştır.

Astım Tedavisi
Astım tedavisinde çeşitli aşamalar vardır:
Hastanın eğitimi
Alerjen ve irritan maddelerden korunma
İlaç tedavisi

Erken teşhis, gerekli koruyucu önlemlerin alınması ve uygun tedavi ile bireyler normal yaşamlarını sürdürürler.

Astım - tetikleyiciler

Astım tetikleyicileri, çevrenizde bulunan ve astım semptomları veya astım nöbeti yaşamanıza neden olabilecek şeylerdir. Astım semptomlarınızı alevlendirebilecek çeşitli tetikleyiciler vardır ve bunlar insandan insana farklılık gösterir. Siz tetikleyicilerinizi belirleyip bunlardan uzak kalarak, rahatsızlık veren astım semptomlarını önleyebilirsiniz. Tetikleyicilerinizi tanıyıp, belirleyip bunlardan kaçınmak, astımınızı başarıyla kontrol altına alabilecek detaylı bir eylem planının parçası olmalıdır.

Astım tetikleyicilerinin tümünden kurtulmak mümkün olmayabilir. Yine de, onları ev ve iş ortamınızda olabildiğince kenidinizden uzak tutmalısınız. Bu sayede, çok daha az astım semptomu veya nöbeti geçirerek daha sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz.


Sigara
Evinizde ve etrafınızda sigara içilmesine izin vermeyin, bilhassa yatak odası ve arabanızda. Dumanaltı alanlardan uzak durun.


Toz Böcekleri
Toz böcekleri, kumaş ve halılarda yaşayan, gözle görülmeyen hayvancıklardır. Yatak ve yastığınızı toz geçirmeyen özel bir kılıfla kaplayın. En az 5 yılda bir eski yastıklarınızı yenileri ile değiştirin. Yatağınızdaki çarşaf ve yorganları her hafta sıcak suda yıkayın. Suyun ısısı 55 dereceden yüksek olmalıdır (ev tozları bu ısıda ölür). Yatağınızın tozlanmaması için, gündüzleri tüm yatağı kaplayan bir yatak örtüsü serin. Gece örtüyü başka bir odaya koyun.


Ev Hayvanları
Bazı insanlar tüylü hayvanların derilerinden dökülen maddeler veya kurumuş tükürüğe karşı alerjik olabilmektedir. Eğer sizin için de durum böyle ise; Hayvanınız varsa ona yeni bir ev bulun veya baştan evinize sokmayın. Bunu yapmak çok zor olabilir. Ama hayvanlara alerjiniz varsa, astımınızı kontrol altına almanın en iyi yolu bu olacaktır. Evinizde hayvan bulunmasına engel olamıyorsanız hiç olmazsa yatak odanıza sokmayın ve yatak odasının kapısını sürekli kapalı tutun. Yatak odanızdaki klima mazgallarına filtre taktırmayı deneyin. Evinizdeki halıları ve varsa mobilyaların üzerine attığınız kumaşları kaldırın. Bu mümkün değilse, hayvanı evde bunların olduğu odalara sokmayın.


Hamamböcekleri
Astımı olan birçok kişi hamam böceklerinin kuru döküntü ve dışkılarına alerjiktir. Yatak odanızda yiyecek bulundurmayın. Yiyecek ve çöpü kapalı kutularda bulundurun (gıda maddelerini asla dışarıda bırakmayın). Tuzaklar ve ilaçlar ile hamamböceklerini yokedin. Hamam böceklerini öldürmek için sprey kullanıyorsanız, koku geçene kadar o odaya girmeyin.


Ev Küfü
Damlayan musluk, boru ve diğer su kaynaklarını onarın. Küflü yüzeyleri çamaşır suyu içeren bir temizlik maddesi ile silin. Küflenmiş banyo perdelerini yıkayın veya yenileyin.


Duman, Kuvvetli Kokular ve Spreyler
Mümkünse odunlu soba, kerosenli ısıtıcı kullanmayın ve şömine yakmayın. Parfüm, talk pudrası, saç spreyi ve boya gibi kuvvetli koku ve spreylerden uzak durmaya çalışın.


Polen veya Açık Hava Küfleri
Alerji mevsimi süresince aşağıdakileri yapmaya çalışın: Pencereleri kapalı tutun. Mümkünse, öğlen ve öğleden sonra saatlerinde evde kalın ve pencereleri kapalı tutun. Polen ve bazı küf tipleri bu saatlerde çok yoğundur. Alerji mevsimi başlamadan önce astım tedavinizde herhangi bir ayarlama gerekip gerekmediği konusunda doktorunuza danışın.

Spor
Astımınız olsa da aktif bir yaşam sürebilirsiniz. Egzersiz, spor, oyun veya yoğun çalışma gibi aktivitelerde bulunurken astım semptomları yaşıyorsanız doktorunuzla görüşün. Egzersiz yapmaya başlamadan önce semptomları önlemek amacıyla herhangi bir ilaç alma konusunda doktorunuza danışın. Egzersize başlamadan önce 6 ila 10 dakika boyunca gerilerek veya yürüyerek ısının. Hava kirliliği ve polen düzeylerinin (polene alerjiniz varsa) yüksek olduğu zamanlarda açık havada çalışmayın veya başka bir aktivitede bulunmayın.


Soğuk Algınlığı ve Enfeksiyonlar
Soğuk algınlığı ve enfeksiyonlar astımınızı tetikliyorsa, kendinizi hasta hissettiğiniz zamanlarda nasıl bir tedavi planı uygulamanız gerektiği konusunda doktorunuz ile görüşün. Ayrıca aşağıdakileri deneyebilirisiniz: Grip aşısı olun. Bol bol dinlenin, dengeli beslenin, düzenli olarak egzersiz yapın, bol sıvı tüketin, ve soğuk algınlığı olanlardan uzak durarak sağlıklı kalmaya çalışın.


Hava
Soğuk ve rüzgarlı günlerde ağız ve burnunuzu bir atkıyla kapatın. Polen ve küf alerjiniz varsa, polen ve küf düzeylerinin yüksek olduğu günlerde sokağa çıkmamaya çalışın (hava raporlarını takip edin).


Diğer Tetikleyiciler
Sülfitli gıdalardan uzak durun: Örneğin, astım semptomlarına neden oluyorsa, bira veya şarap içmeyin, karides, kuru meyve, veya işlenmiş patates yemeyin. Diğer ilaçlar: Doktorunuza diğer bütün almayı düşündüğünüz tüm ilaçları söyleyin. Bunlara aspirin, nezle ilaçları, nonsteroidler (ibuprofen, naproksen) ve hatta göz damlası bile dahildir.

Astım - Semptomlar

Astımınız kontrol altında olmadığı zamanlarda neler yaşıyorsunuz? Nefes alırken ötme sesi mi çıkarıyorsunuz? Göğsünüzde darlık mı hissediyorsunuz? Çoğu astımlı hasta aşağıdaki klasik semptomların bir veya daha çoğunu yaşar:

Ötme Sesi - Nefes verirken çıkan ıslığa benzer ses.

Öksürük - Bir türlü kesilmeyen ve geceleri başlayan veya daha da kötüleşen bir öksürük

Göğüs Darlığı - Göğsünüzün çevresi halatla sıkılıyormuş gibi bir his

Nefes Darlığı - İncecik bir kamıştan nefes almaya çalışıyormuş, hatta hiç nefes alamıyormuş gibi bir his. Özellikle nefes vermekte zorluk.

Yukarıda sayılan semptomlar doktorunuzun önerdiği tedavi planına uymadığınız (hatta bazen uyduğunuzda bile) durumlarda oluşabilir.

Astımın temel gerçeği şudur: Astım hiç yakanızı bırakmayan sessiz ve sinsi bir rahatsızlık olabilir. Semptomlarınız olmadığı zamanlarda bile hava yollarınız daralmış ve iltihaplı olabilir. Bu yüzden de kendinizi iyi hissediyor olsanız bile astımı sürekli olarak kontrol altında tutmak büyük önem taşır. Tedavi edilmediği durumlarda, astımın uzun vadede akciğer işlevi kaybına yol açtığını gösteren kanıtların sayısı artmaktadır.

Astım - türleri


Astım, genelde astım semptomları veya nöbetlerine yol açan "tetikleyicileri" temel alan kategori veya gruplara ayrılır. Bu kategoriler veya astım türleri aşağıdaki gibidir:


Alerjik Astım
Alerjik astım, polenler veya hayvan dışkısı gibi alerjenlere karşı alerjik bir tepki olarak tetiklenir. Bu tip astım hastalarının kendileri veya ailelerinde alerji (örneğin, saman nezlesi) ve/veya egzema (kaşıntılı, kızartılı ve su toplaması gibi sonuçlar doğuran bir cilt problemi) geçmişi vardır.


Mevsimsel Astım
Alerjik astımın bir şekli olan mevsimsel astım, havaya polen bırakan ağaçlar, çimen ve çiçekler tarafından tetiklenebilir. Örneğin, bazı insanların astımı ilkbaharda bitkiler çiçek açarken daha kötü olur. Bazı insanlar ise yazın son dönemleri ve sonbaharın başlarında yapraklar küf tuttuğunda daha çok sorun yaşar.


Alerjik Olmayan Astım
Bazı astım hastalarının nöbetleri alerji kökenli olmaz. Bu kişilerin semptomları ve hava yollarında oluşan değişiklikler alerjik astımı olanlarla aynı olsa da, astımlarını tetikleyen şey alerji değildir. Ancak, astımı olan birçok kişi gibi, tütün dumanı, tahta dumanı, oda deodorantları, çam kokuları, taze boya, ev ve temizlik ürünleri, mutfaktan gelen kokular, iş yerinde bulunan kimyasallar, parfümler ve hava kirliliği gibi havadan solunan bir veya daha fazla alerjik olmayan rahatsız edici madde yüzünden astım nöbeti geçirebilirler. Nezle veya grip gibi sıradan solunum enfeksiyonları veya sinüs enfeksiyonu da semptomların ortaya çıkmasına neden olabilir. Egzersiz, soğuk hava, hava sıcaklığında ani değişimler, ve hatta gastroözofageal reflü bile alerjik kökenli olmayan astım hastalarının semptomlarını tetikleyebilir.


Spor/Egzersiz Kökenli Astım
Egzersiz kökenli astım, egzersiz veya benzeri fiziksel aktivitelerden tetiklenen astım semptomları anlamına gelir. Bu semptomlar genelde egzersiz esnasında veya hemen sonrasında fark edilir. Bu tip astım hastalarının kışın açık havada spor yapmaları özellikle yanlıştır.


Gece Astımı
Astımı olan her kişide olabilir. Gecenin ortasında, genellikle saat 2 ila 4 arasında kötüleşen astım semptomlarına bu ad verilir. Astım semptomlarının gece daha da kötüleşmesine neden olan şeyler arasında sinüs enfeksiyonları ve ev tozları, veya hayvan döküntülerinin neden olduğu burun akıntıları da sayılabilir. Vücut saatinizin de burada bir rolü olabilir. Vücudunuzun astımla savaşmak için ürettiği adrenalin ve steroid gibi maddeler sabah saat 4 ve 8 arasında en düşük düzeydedirler. Bunun sonucunda, astım semptomlarının bu saatlerde nüksetmesi daha kolaydır.

Astım - uyarılar

Çocuğunuzda astım olup olmadığını anlamak kolay değildir. Çoğu zaman basit bir soğuk algınlığı veya nefes yolu enfeksiyonu sonucu oluşan semptomlar astım ile karıştırılabilir. Eğer sizin veya eşinizin astımı varsa çocuğunuzda astım olma ihtimali normalden üç kat daha fazladır. Bunları aklınızda tutarak aşağıdaki olası astım semptomlarına dikkat etmeniz gerekir:

Ötme sesi (Nefes verirken göğüsten gelen ince ses) astımın habercisi olabilir ama aynı zamanda ciğerlerdeki başka bir problemden de kaynaklanabilir.

Özellikle ötme sesi ile birleşik kronik öksürük

Oyun oynarken veya oyundan sonra öksürme veya nefes almakta güçlük

Uykuyu bölecek kadar öksürme veya nefes almakta güçlük

Eğer yukarıdaki semptomlardan herhangi biri çocuğunuzda var ise mutlaka bunu doktoruna söyleyin.

Astım hakkında bilinmesi gerekenler

1. Normal bir yaşam sürdürebilirsiniz. Astım olmanız, sürekli astım semptomlarıyla yaşamanız gerektiği anlamına gelmez. Astımınız hakkında bilgi edinin ve doktorunuz ile görüşün.

2. Astımın iki ana boyutu vardır - daralma ve iltihaplanma. İkisi de astımda önemli rol oynarlar. Bunları kontrol altına alarak astım semptomlarınızın sıklığını ve hızlı etki eden inhaler kullanma gereksiniminizi azaltabilir, akciğer fonksiyonunuzu iyileştirebilir, ve astım nöbetlerinin sıklığı ve şiddetini azaltabilirsiniz.

3. Astımınızı tetikleyen unsurları belirleyin ve bunlardan mümkün olduğunca sakının. Tetikleyiciler, etrafta bulunan ve astım nöbeti geçirmenize neden olan rahatsızlık verici maddelerdir.

4. Daralma ve iltihaplanma tedavisi için ilaçlar mevcuttur. Daralma ve iltihaplanmayı tedavi ederek astım semptomlarınızı azaltabilir ve astım nöbetlerinizi önleyebilirsiniz.

5. Günlük tedavi planınıza uyarak hareket etmeniz çok önemlidir. Doktorunuzla birlikte, astımınızı etkin bir şekilde kontrol altında bulundurmak için bir plan geliştirmeniz gerekir. Bu plan astım semptomlarınızın ve peak flow ölçümlerinizin günlük bazda izlenmesine dayalı olarak, astımınızı nasıl tedavi edeceğinize dair özel talimatlar içerir. Şunu unutmayın, semptomlarınızın geçmesi astımınızın da geçtiği anlamına gelmez. Tedaviniz astımınızı kontrol altında tutmaya ve bu sayede normal bir yaşam sürdürebilmenize yöneliktir.